YAZ SİNEMALARI'NDAN
yaz geçer, ömürde geçmeyen nedir,geçer görünen sessiz parklar kimsesizliğinde ya başka kentlere gitmiş insanlar ya sokağa çıkmıyorlar kimsesiz öğle sonları kimsesiz öğle sonlarında yaz sinemaları içimde o tenhalık dilsizliğimde ölümsüz aşkların kanlı diyalogları (beklemiş sözler. bekletilmiş sözler öksüz kalır kaçınılmazdır. ya da yanlış yerlerde , yanlış kişilere kullanılır nasıl saptanır bir ömürde bir dilin kırıldığı yer?) o zamandan bu yana çok şey değişmedi nasıl 'anlaşıldı' sanılırsa bir yazıda bir dilin kırıldığı yer öyle sürüp gidiyor sözcükler,beraberlikler öyle sürüp gidiyor unutmakla, alışmak arasında bütün eylemler yetişkin biriyim artık. oysa yetişmiyor sözlerim duygularıma siz gelirken içimdeki öteki (öne fırlar , el koyar olayların gidişine her zaman olduğu gibi saklanır,gizlenir yara alacak yerler ) yakalanmamak için kimseye bölünüp durdum bir filmden ötekine neye baksam buzlu cam görünmez ediyor ardındakileri neyi yazsam kalıyor buzlu camın ardında bölünüp durdum değişik yüzyıllara dağılmış kimliğime öyle çoğaldı ki duyan , acıyan , gören yanlarım yıllardır birbiriyle konuşup duran iki kişi kaldım geriye yazgımı bağladığım zamanlaması yanlış düello tetiğine yazgımı bağladığım sonunu başından anladığım filmlere bitirirken bir yazı daha ya da kendiliğinden biterken yaz yorgunluğunuz hatırlatır zamanın geldiğini herşey hazırdır,öyle sanırsınız emniyeti açık,namlusu temiz yedeğinizde birşeyi çok sonra anlamanın bedeli bizi bugüne getiren yollar anılardan ayıklanmıştır artık gidebilirsiniz siz gelirken ansızın içimdeki öteki çeker tetiği oysa yankılanır ateş almayan bir tabancanın sessizliği sessiz parklar kimsesizliğinde bu kez de olmadı. bir dahaki filme murathan mungan (yaz sinemaları)