Turk siiri sayfasi bugunden baslayarak sayfasi uzun sureli bir sessizlik evresine giriyor. Islerimin yogunlugu nedeni ile siir sayfasina son zamanlarda yeterince zaman ayiramadigimi farkettim. Bu sayfayi duzenlememin ana amaci siirseverlere yogun cabalari arasinda bir durak saglamak, sevdikleri siirleri toplu ve dogru olarak bulacaklarina guvendikleri bir ev hazirlamakti. Elbette sairlerimizin eserlerine herkesin gonlunde yatan derecede yer vermek, bazen sayisi gunde yirmiyi asan siir sayfasi ile ilgili mektuba yanit vermek, bu konudaki  istek, soru ve elestirileri teker teker yanitlamak gucumun fazlasiyla disinda.

Son zamanlarda islerimin iyice yogunlasmasi nedeniyle siir gonderen bircok degerli arkadaslarimin emeklerinin karsiliklarini da veremedigimin farkina vardim. Bu nedenle siir sayfasini uykuya cekmeye karar verdim. Bunun anlami su:

• Siir sayfalarina yapilan eklemeler oldukca yavaslayacak. Bircok siirsever zaten bu yavaslamanin farkinda. Bundan sonra siir eklemenin yanisira degerli sairlerimizin bu konudakini onayini almaya da elimden geldigince zaman ayiracagim.

• Siirseverlerin soru ve isteklerine cevap veremeyecegim. Eger bu konuda mektup (e-posta) gonderiyorsaniz, cevap alma olasiliginizin cok dusuk oldugunu kabul etmeniz gerekiyor. Oldukca yogun isimin yanisira, elime her gun bircok mektup geciyor, bu mektuplara cevap yetistirmekte buyuk zorluk cekiyorum.

 
• Eger siir sayfasinda aradiginizi bulamiyorsaniz, lutfen izlemeyin. Siz de gonlunuzde yatan dagarcigi yaratip, ilgilenenlere sunun. Siir sayfasinin tum Turk siirini temsil ettigini iddia etmiyorum, etmek de istemiyorum. Her zaman oldugu gibi cok seslilik kulturumuzun bir parcasi ve onu zengin kilan ogelerin basinda geliyor.

Sevgilerimle,

Sibel Adali